sakallarımı, kestim gitti
uzun bir kıştı, yaşadık, bitti
hiç istemesen de
senden kimselere söz etmiş değilim halâ
sorduğun o kısacık soruyu da
söküp attım nakış gibi işlendiği hücrelerden
küçük sokaklarda büyük hükümler sürdüm
çoğalan saçlarım değil
sancılarımdı aslında
derhâl ters yüz etim etimi
dönüştüm sevgilim
dönüştüm sevgilim
tıpkı korktuğun gibi
hiç savaşmadığımı anlamalısın
sırtımdaki kabuk bile küs bana
yeniden bağlanmayacak
yeniden bağlanmayacak
şayet bu bir mektupsa
ve
bütün bu sözler ceplerimde biriken taşlarsa
yoldan çıkıp yoldan dönmekse yanlışım
bütün bu sözler ceplerimde biriken taşlarsa
yoldan çıkıp yoldan dönmekse yanlışım
geri gelsin sofralara serdiğim ağrım
sivrildikçe bıçaklar
sivrildikçe bıçaklar
hafifleyen derdimi okşarım
bunları
sana bir daha kırmızı güller alamayacağım için yazıyorum
bil ki bir taşı oynatırsan bin yıllık yerinden
oyuğunda kalan ne varsa
oyuğunda kalan ne varsa
taşın içidir,
kendisidir
sigaranın dumanı olmak,içine dolmak isterdim oysa
beni sorsaydın eğer
içimi delik deşik ettiğini söylerdim sana
haklısın ve bu yüzden sormuyorsun
öyle ya
zamansız ve süresiz susmalar istilasında bu aşkın ana dili
zamansız ve süresiz susmalar istilasında bu aşkın ana dili
hiç hak etmediğini bildiğim gibi
değil mi ki
ne çıkar uzunca konuşsam
bin bir tasvirle anlatsam
ne çıkar uzunca konuşsam
bin bir tasvirle anlatsam
ne değişir
hiç
Deli Kız