6 Eylül 2024 Cuma

Hiç

içimdeki ateşin söndüğünü düşünmelisin

sakallarımı, kestim gitti 
uzun bir kıştı, yaşadık, bitti

hiç istemesen de

senden kimselere söz etmiş değilim halâ

sorduğun o kısacık soruyu da
söküp attım 
nakış gibi işlendiği hücrelerden

küçük sokaklarda büyük hükümler sürdüm
çoğalan saçlarım değil 
sancılarımdı aslında

derhâl ters yüz etim etimi
dönüştüm sevgilim 

tıpkı korktuğun gibi

hiç savaşmadığımı anlamalısın

sırtımdaki kabuk bile küs bana
yeniden bağlanmayacak

şayet bu bir mektupsa 
ve
bütün bu sözler ceplerimde biriken taşlarsa
yoldan çıkıp 
yoldan dönmekse yanlışım
geri gelsin sofralara serdiğim ağrım
sivrildikçe bıçaklar
hafifleyen derdimi okşarım

bunları
sana bir daha kırmızı güller alamayacağım için yazıyorum

bil ki bir taşı oynatırsan bin yıllık yerinden
oyuğunda kalan ne varsa 
taşın içidir, 
kendisidir

sigaranın dumanı olmak,
içine dolmak isterdim oysa

beni sorsaydın eğer
içimi delik deşik ettiğini söylerdim sana

haklısın ve bu yüzden sormuyorsun

öyle ya
zamansız ve süresiz susmalar istilasında bu aşkın ana dili

hiç hak etmediğini bildiğim gibi

değil mi ki
ne çıkar uzunca konuşsam
bin bir tasvirle anlatsam 
ne değişir

hiç
Deli Kız