bir kısırdöngü, bir kördüğüm
bitmeyen bir yolculuk bu çıktığın
biteviye mavi köprülerden geçiyorsun
göğsünde kıpkırmızı ter damlaları birikiyor
topluca defnetmek istediğin yıllar var ardında
cenaze töreni için sıcak bir yaz akşamı, bir deniz kenarı seçiyorsun
terk etmek isteyen de sensin
ters köşeye düşen de
varlığı mı daha kavi yokluğu mu sence
kulakların çınlıyor
dudakların kuruyor
sesine mecbur tenine tutkun oluşun
aslında tabuta seni koyuyor
unutmak yerine anısını öpüp yanına uzanmalısın
hep yanlış, hep borçlu çıktığın bir hesaptasın
kazdığın mezar gece kadar kısa
onu anlamaların ömür gibi uzun
keşkelerin kıyıdaki kum
ve tersine döndürülmedikçe
hiçbir işe yaramayan kum saatlerine mahkum
açık bir çukurda
aşk için ve aşk yüzünden yan yana, öyle sevgili
ölesiye uzak birbirinden, inadına girift iki canlı ceset
görüyorum
yeni bir dinin icat edilişi ve
tanrıların buna
bayram edişine
üzülüyorum
kimsenin ölemediği
kimsenin oyunda da kalamadığı
kült bir film sahnesi gibi
izliyorum
gökten yağmur yerine
şiir iniyor
hikayeyi bilmeyenlerin okuyup geçtiğini
yazıyorum
eskimesin
çürümesin
rüyalarda yaşasın diye
mühürlüyorum
Deli Kız