30 Ocak 2016 Cumartesi

Not

     Buklelerimi, gülerken gözlerimin kenarında oluşan belli belirsiz kaz ayaklarını, sol bacağımdaki daha esmer lekeyi ya da sağ elimin yüzük parmağına gizlenmiş çıtı pıtı beni şimdi de daha iyi tanıyor değilim ve kendime eskiye oranla tek bir adım bile yaklaşmadım. Her geçen gün, cevapsız bırakılmış onlarca soru atıyor posta kutusuna işgüzar hafızamın ajan kuşları. Pes etmeyen "Konuşmamız gereken şeyler var" kovalıyor rahatımı nefes nefese. İşin garibi ne ben bir son buluyorum ne de yarımlar... Bir tam olabilmek mi? Namümkün... Ne daha güzelim daha çirkin, ne daha güçlüyüm daha yorgun, ne daha dinginim daha huzursuz... İyi bir şey bu... İyi... İşte bunlar hep kendime not düşmediğim için. Kendinize not düşmeyin! "Kendime not" hiçbir işe yaramaz. Nasıl olsa bildiğini okuyacak bahaneler, tereddütler, tesadüfler, tembellikler... Yine kafasına göre adımlarınıza dolanacak korkular, "ama"lar... Tozlu sayfaları karıştırırken karşınıza çıkan o unutulmuş da yakınından dahi geçilememiş "Kendime not"lar can yakar can... Hiç düşmeyin onları daha iyi... Onlar düşsün sizin peşinize... Yenilgi yok... Galibiyet de...  Elde var "Savaşan ruh yaşayan ruhtur"... Bildiğimi sandığım en sağlam "Buyur, buradan kandır kendini" bu! 
Deli Kız