5 Ağustos 2015 Çarşamba

Sevmek Zamanı Dövmesi

-Herhalde bana ait olan bir şeyi öğrenmek hakkımdır...

-Hayır! Sana ait bir mesele değil bu, resmin ile benim aramdaki bir durum; seni ilgilendirmez. Ben, senin resmine aşığım.

-İyi ama aşık olduğun resim benim resmim. İşte ben de buradayım; söyleyeceklerini dinlemeye geldim.

-Resmin sen değilsin ki. Resmin benim dünyama ait bir şey. Ben seni değil, resmini tanıyorum. Belki sen benim bütün düşüncelerimi yıkarsın...

-Davranışların bir korkudan ileri geliyor.

-Evet bir korkudan ileri geliyor. Bu korku sevdiğim şeye ebediyen sahip olabilmek için çekilen bir korku. Ben senin resmine değil de sana aşık olsaydım o zaman ne olacaktı? Belki bir kere bile bakmayacaktın yüzüme. Belki de alay edecektin sevgimle. Halbuki resmin bana dostça bakıyor ve ebediyen bakacak.
Sevmek Zamanı
Yılları giderek daha çok rötuş isteyen biriyim galiba
Yılları söz söküğü yılları yaz boşluğu biri
Bana sorarsanız yırtık bir dilektir benim gençliğim
Yırtıklardan ses resimleri defteri ömrümün ortasında
Günleri incelmiş yerlerinden giyinmişim ya
Bir dil mızıkasıyım hayatımı kimseler bilmez
Nilüfer aralığı birer küçük kokuyumdur kendime
Bir fotoğrafın bakış sessizliğidir kalbim
Kırık sinema seraplarından yapılma
İki renk üzüntüsü gölü gözlerimse
İçim mi cam bir ırmağı susmuş gibi küspembe
İşte, düşük kare bir güz çınlaması epeydir ömrümün üstünde
Ömrümün üstünde çançiçeği gar hüzünleri
Ömrümün üstünde yalnızlık dehlizi sis fragmanları
Göl bir adamım sanki gözlerimde uzaklara bakmanın kedisi
Sevmek Zamanı bir Metin Erksan hâli yüzümün eski göğünde
Durmadan bir şeyleri mi öptüm sahi, ağzım aşk yassılığı
Durmadan kendimi mi sustum yoksa
Gözlerim iki uzak yaz yası
Durmadan kadınlarımı mı gittim peki
İçim mor kuyu sıkışıklığı

İyi tanı, sev ve koru sen de beyazı ve siyahı
Fotoğraflarını çek sadakat ve ihanetlerin hiç durmadan

Yılları giderek daha çok rötuş isteyen biriyim, evet
Yılları sekans kırığı yılları aşk harabesi biri
En çok sevdiği replik ki hep parantez dışı sanki

)Deminden beri beni düşünüyordun ya, geldim işte!(

Bak, benden bir flû fotoğraf orda, benden
Yüzümün parçalarından mimik tozlarımdan
Hafifçe kımıldayan bir dokunma duygusu ânı bu
Haydi, dokun bana ve o sinema adama, ağla
Yakın plan ne de çok benziyor kalbim Metin Erksan’a
Biraz git biraz dolaş biraz daha renkleri yorul kalbim
Grinin yeni tonları ol kendinde sinema çıkışlarında
Dinle kare kare sendeki o ses duvağı saf hüznü
Dokun arzu çiçeği parmakuçlarınla usulca
Düş beyazı gizil güzelliğine Sevmek Zamanı’nın
Dökül sonra ağzındaki leylâkla içinin aşk duasına
Görüntü büyücüsü yönetmen renginde
Doğrul kum saatinle, diklen aşk baladınla ve kal öyle
Metin Erksan gibi siyah-beyaz bir fotoğrafta

İyi tanı, sev ve koru sen de moru ve sarıyı
Fotoğraflarını çek sevap ve günahların hiç durmadan

Yılları rötuş da reflektör de istemeyen biriyim artık
Kalbim ki sinemanın ve şiirin azı işte, sende kalsın
Sende kalsın azlar cennetinde çoğalan resmim
Gözlerimdeki siyah-beyaz masumiyet, mor-sarı aşk cümlesi
Sol yakamdaki Sevmek Zamanı dövmesi
İçimdeki sepya kum saati dökülüşü sende kalsın
Ben üstü örtülmemiş kirli beyazlardan
Küçük yeni mutsuzluklar yaparım kendime nasılsa
Buruk renklerin gidip gelişleriyle
Hayatın ince ses sayfalarında

Âh, kalbimin küçük şiiri duruk dudak Sema Özcan’sa
Beni sakin anlıyorsun sende kalsın
İçimin parkında aşkla âşık yan yana durdular
kumla deniz yan yana
Gözlerimin sahilinde yan yana durmalar güzelliği
Rahat nefes alıyor bak, göğsümün güvercini

Kalbimin kırık cam sineması camcan boşluklarsa
Beni durgun duyuyorsun sende kalsın
İstersen Sevmek Zamanı bir dövme çiz sen de kendine
Benden ve incelmelerden
Hayatın dublaj seslerini çizmeden

Kalbim
Küçük aşk sûresi, kanatlı melek sûreti
Çerçeve içi bir mutluluk ederse
Ki eder!
Sana kalsın!

Yıllarım orda, al götür
Rötuş da reflektör de istemez hani
Tesellim bu, beni aşkta uzunyara dövdüler derim
Ama, Metin Erksan’la çektirilmiş hiç resmim yok benim!
Hüseyin Alemdar