31 Aralık 2013 Salı

Bir Dilek Tutma, Ona Tutun

Kayıplarını sorguladığın anlarda... "Neden"lerin... "Nasıl"ların... Bozuk bir plak gibi zihninde dönüp durmaya başladığında, içten içe kemiren yüreğini...
 Farkındalığındır. 

Karşına zamansız çıkan insanları yolun dışına nasıl sürüklediğini anımsarsın. Küçük bir şansı haketmeyecek ne yaptıklarını ya da sen fırsat vermediğin için ne yapamadıklarını düşünürsün. Bir bakış; şimdilerde anlamlandırdığın... Bir gülüş; geç de olsa farketme zahmetinde bulunduğun... Ya da özenle yazılmış bir mesaj gelir aklına... Tekrar tekrar okuduğun iş işten geçtiğinde ve o satırları sakladığını kendine dahi itiraf edemeyecek kadar tuhaf bir ruh hali içerisinde... 

Aldığın her nefesin ortağı haline gelmiş, sen gülümsedikçe ömrüne ömür katılan, derdinin tasanın çözümü olmuş, mümkün değilse de yükünü hafifletmiş, seni dinlemiş, seninle ağlamış ancak saçma sapan dengelerinin bencil terazisinde üzerine düşünmeden, hissetmeden çarpılar attığın kurbanlarını hatırlarsın. O terazinin boş kalan kefesine, bir başına izlediğin filmleri, kendinle baş başa oturduğun pazar kahvaltılarını, her gece içine girdiğin yalnız ve soğuk yatağını koyduğunda o dengeler de altüst olur nihayetinde ve sen pişmansındır, yine bencilce. 

Hayat o kadar da yaşanası değil ve hiç bir şey vermiyor bazen biliyorum. Sana paylaşmaktan söz ediyorum. Kaçırma dediğim şey yoluna çıkan ışık, kaybetme istediğim yol arkadaşın... Adına ne dersen... Onunla yaşamaktan söz ediyorum. Varlığını tamamlamaktan... 

Yürüdüğün yolu geriye koşmak isteyecek kadar saçmalamadan, çaresiz kalmadan... Bırak içini dolduramadığın yeni yıl dileklerini bir tarafa; çık karşısına, sarıl ona sımsıkı. Hayat sonsuz da değil üstelik. Fırsatlar sayısız değil. Bir gün karşılaşacağını sandığın bir başkasına, bir yenisine, sözde daha iyisine ertelemekten vazgeç kendini. O bu şehri terketmeden, seni terketmeden vazgeç savurganlığından. 

Hayır hayır... Düşündüğün gibi değil. Bunları sana bir deniz kıyısından canımı acıta acıta burnumu sürttüğüm sert kayalıkların dibinden yazmıyorum. Ben hala açık sulardayım. Tek farkındalığım inadına verdiğim emek, en rezil durumlarda bile haykırmaktan vazgeçmediğim sevgiler, olmayacağını göre göre sahibine teslim ettiğim ilgim-ayrıcalıklar. Yok sayacak ya da bir anda her şeyi bitirecek o gücü sadece kazanmak, eskitmemek icin harcadığım "İyi ki"lerin bugünündeyim ben. "Başka Türlü Bir Şey" dilemiştim ya... "İyi ki"lerimle şükrettiğim bambaşka bir yıldızın huzurunda seyirdeyim, bil istedim. 

Bir dilek tutma artık, ona tutun!

Sen de artık yaşa istedim.
Deli Kız