14 Ağustos 2013 Çarşamba

Başka Türlü

Sonsuz, sınırları olmayan bir yolculuğun düşündeyiz. Elimizde ne bir harita ne de bir pusula var sudan başka. Mesafeleri hesaplamaktan yana değil, kalpteki akıntıları takip etmekten tarafız. 

Şarkılar ipuçlarımızdır bulmacalara ve şiirler-oynadığımız bir oyunsa şayet-kuralları... Müziği sözün yerine mıhlayalı bir hayli oldu; şairleri ise sözcü bildiğimiz sayısız iklimin sayısız mevsiminde mütemadiyen çiçek açıp türlü meyveler veren rengarenk bir bitki örtüsüyüz.

Gece olunca yaktığımız mumların ışığında çıkarız yaralarımızın keşfine. Vaktiyle sükutun hüküm sürdüğü topraklarda gizlenmiş gömülerden ve ataletin dümen tuttuğu denizlerde kaybolmuş batıklardan kokulu zarflar atarız yalnızca gözlerin ve parmak uçlarının anlaştığı ölümsüzlük saatlerine.

Tenimiz sırtımıza örtü olan esintilerin ve kulaklarımız maviliklerin konuşturduğu yakamozlu dalga seslerinin müptelasıdır.

Gökyüzüne baktıkça uzadığına inanırız yeryüzünün günbegün bizden çaldığı ömrümüzün ve bulutlara yaralarımıza ilaç olacak isimler-şekiller yükleriz gülüşmelere sebep.

Nisan yağmurlarına karışan gözyaşlarımızdan siyah inciler çıkarır ve boynumuzda taşırız hüznümüzü uzadıkça değerlenen bir gerdanlık gibi...

Aşka inanırız. Ayna karşısında yanıt bulan tebessümlerimiz eşlik eder umudumuza elmacık kemiklerimizi
allandırıp saçlarımızı severken fırçalar. BİZ olmanın şafağında sözleşir ve geç kalmayız sevmelere.

Bizden doğmasalar da severiz tüçocuklarıhem de her şeyden çok...

Tanrımız kalem tutar her gel-git zamanı satırlarımızda ve kutsal kitabımız yazılmaktadır, tamamlanamamıştır hala.

Kendi içindeki ağır çarkın sesinde mesaisi hiç bitmeyen ve her dişlisinde hayatı işleyen kadınlar ve adamlarız biz. Bizi siz sevmeyin çünkü başka türlü bir şey bizim istediğimiz...
Deli Kız