20 Nisan 2013 Cumartesi

O Yüzden Sen

      
Sen bana akıl verme. Bil ki susmam, düşünmediğim anlamına gelmez; hissetmediğim anlamına hiç...

Sen bana nasıl olduğumu sor, özleyip özlemediğini söyle mesela. Soyun kabuğundan da asıl meyveni ya da zehrini göreyim ben. Yine kısa cümleler kur ama gerçek olsunlar bu defa. Konuşurken kaçırma gözlerini de anlayabileyim korkuların mı galip gelecek verdiğin değer mi bu savaşta...

Senin yapabileceklerinden benim ihtiyacım olanlar sadece bunlar. Çok ileri gitme sen. Gel, uzan yanıma da en başından anlatayım sana istersen varsa cesaretin!!!

"Böyle başladı, burada çıkmaza girdi, öylece bitti!" diyeyim. Nasıl istediğini anlatayım, nasıl ele verdiğini kendini, neler dilediğini, nasıl delirdiğini, ne derece sabrettiğini ama tükendiğini... Nasıl çekindiğini başına buyrukluğumdan, korkusuzluğumdan, ayakta kalıp katettiğim yollardan, sözlerimin yoğunluğundan ağırlığından yalansızlığından nasıl ürktüğünü anlatayım sana...

Sen bana oturduğun yerden sakın ne yapmam ya da ne yapmamam gerektiğini söyleme. Çünkü atladığın bir şey var ki hala çokça ADIM gibiyim ben...

Ben yazarım. Seni yazarım, başkasını yazarım. Başkasını senmiş gibi yazarım. Başkasında seni, başkasına seni yazarım. Ayırt bile edemezsin sen gerçeği, düşü, neler olup bittiğini.

O yüzden sen, bahsetmediğim ama atlamadığım ayrıntıları... O yüzden sen, benim aklımda kalan onca şeyi... O yüzden sen, sıkıca tutunmaya yürek bulamadığın duyguları... O yüzden sen bütün bunları bana bırak.

Senin kılını dahi kıpırdatmadan "Anladım ki..." dediklerini ben çok şey yaparak yaşayarak, çok şeyden vazgeçerek ve yeniden çok şey kazanarak öğrendim...

O yüzden sen olduğun yerde kal, güvende, amaçsız ve de... Ben vardığım ve varacağım yerlerde yine ukte olurum içine...

O yüzden sen yine şaşırtma kaderi de eylemsizliğe boğul. Gelir seni bulur diye bekle mutluluğa açılan o kapı. Ve bilmiyormuş gibi unutmuş gibi yap aynı şansın senin kapını 4. defa çalmayacağını...
Deli Kız