Bizi kağıt inceliğine getirdiğinde... Bir damla suyla hızlıca parçalanıp bir nefeslik rüzgârda oradan oraya savrulmayı mı bekleyeceğiz? Ya da yapmamız gereken katlanmak, katlanmak ve katlanmak, sonra yeni bir biz inşa etmek midir? Küçüldükçe dönüşebileceklerimizle şaşır(t)abilir, ufaldıkça ortaya çıkabileceklerle aslında büyüy/tebilir miyiz?
Origami gibi...
Şu, bazen boktan, çokça tuhaf, -lanet olsun- inadına umut dolu hayatı gitgide incelen kağıt parçalarının katlanarak önce hayretler içinde sonra hayran bıraktığı bir tür sanat gibi yaşayabilir miyiz?
Biz...
Daha önce incel(me)dik mi? Katlan(ma)dık mı peki?
Belki hiç, belki yeterince incelmemiş, yeterince katlanmamışız. Çünkü bu halime bir başka hayret duyuyor, sana bir başka hayran kalıyorum.
Acı...
Deli Kız