göz gecede
gecenin üçünde
söz kuyuda
kuyunun dibinde
maşuğun
karanlıktan
kör mü kör,
aşığın
sessizlikten
dilsiz mi dilsiz kaldığı
bir öykü
nasıl anlatılır
ne diye okunur
kaç defa katleder hayat bizi
kaç defa doğurur
"kaç!" dedim
bir defa doğar
bir defa mı ölürüz sahiden
neden
bir soruya
bin cevap düşüyor gökten
bir cevaba
bir doğru soru soramıyoruz
mutlu dizeler
hep az, daha az, en az
ve hüzünlü şiirler diz boyu
koşamıyoruz
üzülmek
kağıt kesiğiyse
derinse
kaç ah birden
yerleşiveriyor
tek bir sinir hücremize
günden, güneşten
alacaklıysak
alacağımızı istemeye utanıyorsak
aldatmış mı oluyoruz
aldanmış mı kendimize
kaç defa aldanır insan
aldatmayı öğrenmeden
böyle değildi
eskiden
bitsin
kuyuda
geceye emanet edilmiş
bekleyiş
bir kağıt
kalbimi kesiyor
kesiğinin acısı
sinir hücrelerimde geziyor
ah
neden böyle derin
ve neden öldürmüyor
kağıt kesikleriyle
nasıl yaşar
kağıt kesiklerinden
daha ne kadar ölmeyiz
inandığım masallardan vazgeçmeyi
oturduğum masalardan kalkıp gitmeyi
işgüzar hayallerimi tuzlu suda boğmayı
buz gibi sularda yıkanmayı
özlüyorum
yalandan gülümsemek
gülerken yalan söylemek ya da
doğumla ölüm arasında
yavaş ve acılı bir kağıt kesiği gibi
gözün gecenin körü
sözüm kuyunun dibi
maşuğun kör
aşığın dilsiz olduğu
öykülerle dolu
bomboş kağıtlar
içimi kesiyor
bu sonbahar
bir kağıt
kalbimi kesiyor
kesiğinin acısı
sinir hücrelerimde geziyor
ah
neden böyle derin
ve neden öldürmüyor
kağıt kesikleriyle
nasıl yaşar
kağıt kesiklerinden
daha ne kadar ölmeyiz
inandığım masallardan vazgeçmeyi
oturduğum masalardan kalkıp gitmeyi
işgüzar hayallerimi tuzlu suda boğmayı
buz gibi sularda yıkanmayı
özlüyorum
yalandan gülümsemek
gülerken yalan söylemek ya da
doğumla ölüm arasında
yavaş ve acılı bir kağıt kesiği gibi
gözün gecenin körü
sözüm kuyunun dibi
maşuğun kör
aşığın dilsiz olduğu
öykülerle dolu
bomboş kağıtlar
içimi kesiyor
bu sonbahar
Deli Kız