1 Ekim 2012 Pazartesi

Zaman Düşer

     Yaparken değil yıkarken kurulan uzun cümleler, acıtıyor çokça... Her şey çok ama çok farklı olabilirdi o destansı cümleler en başta dökülebilseydi insanoğlunun dilinden... O hiddet, o sabırsızlık, vazgeçilmezliği betimlerken çıkabilseydi ortaya... Kitap gibi konuşabildiğini farkedemeyen ya da bilerek gizleyen RUH susmasaydı da, yanlış-korku-gurur ihtimallerinden herhangi birine ya da her birine galip gelebilen içten bir cümle ile besleyebilseydi EŞİNİ... Onca ZAMAN öylesine yaşamış ve sadece susmuş olduğunu unutup zamanla tükendiğini söyleyerek onu taşıyan zamana  yüklenmeseydi bu denli; o masum üçgenin en masum iç açısına "zamana" sırtını dönmeseydi... Gerçek sevginin zamanla sınırlandırılamayacak kadar güçlü, ancak bir tek zamana emanet edilebilecek kadar önemli ve zaman içinde tükenmeyecek kadar derinlere işlediğini bilebilseydi, unutmasaydı da zamanı silah gibi kullanmasaydı giderken... O silahla düşmanını değil, en kıymetlisini vurduğunu; geride kalanın, açılan yaralara çaresizce yine aynı ilacı sürmek zorunda olacağını görebilseydi... Kendisini zamanla daha iyi hissetmeyeceğini ve bir defa daha pişman olacağını bildiği halde bitirmese ve bitirirken kurmasaydı en dokunaklı cümleleri... Başka, bambaşka olabilirdi her şey...
Deli Kız