Yaparken değil yıkarken kurulan uzun cümleler, acıtıyor çokça...
Her şey çok ama çok farklı olabilirdi o destansı cümleler en başta
dökülebilseydi insanoğlunun dilinden... O hiddet, o sabırsızlık,
vazgeçilmezliği betimlerken çıkabilseydi ortaya... Kitap gibi
konuşabildiğini farkedemeyen ya da bilerek gizleyen RUH susmasaydı da,
yanlış-korku-gurur ihtimallerinden herhangi birine ya da her birine
galip gelebilen içten bir cümle ile besleyebilseydi EŞİNİ... Onca ZAMAN öylesine yaşamış ve sadece susmuş olduğunu unutup zamanla tükendiğini söyleyerek onu taşıyan zamana yüklenmeseydi bu denli; o masum üçgenin en masum iç açısına "zamana"
sırtını dönmeseydi... Gerçek sevginin zamanla sınırlandırılamayacak
kadar güçlü, ancak bir tek zamana emanet edilebilecek kadar önemli ve
zaman içinde tükenmeyecek kadar derinlere işlediğini bilebilseydi,
unutmasaydı da zamanı silah gibi kullanmasaydı giderken... O silahla
düşmanını değil, en kıymetlisini vurduğunu; geride kalanın, açılan
yaralara çaresizce yine aynı ilacı sürmek zorunda olacağını
görebilseydi... Kendisini zamanla daha iyi hissetmeyeceğini ve bir defa
daha pişman olacağını bildiği halde bitirmese ve bitirirken kurmasaydı
en dokunaklı cümleleri... Başka, bambaşka olabilirdi her şey...
Deli Kız